Mukabele Geleneği Nasıl Başladı?

Ramazân-ı Şerîf’te Kur’ân-ı Kerîm ile hemhâl olmak. Yani Ramazân-ı Şerîf Kur’ân-ı Kerîm ile şereflendi. Demek orada hemhâl olunacak gezmeler tozmalar, tiyatrolar vs. değil, Kur’ân-ı Kerîm’dir. Bilhassa Kur’ân-ı Kerîm’in, onun nasihatlerine, îkazlarına, irşadlarına gönül vermek, onu hayata geçirebilmektir.

Yani Ramazân-ı Şerîf’in en mühim vasfı, bir Kur’ân-ı Kerîm mevsimi olmasıdır. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- her Ramazan Cebrâil’le birlikte o zamana kadar nâzil olan Kur’ân’ı mukâbele usûlüyle karşılıklı okurlardı. Mübarek ömrünün son ayında ise iki kere tekrarladılar. Hattâ Zeyd bin Sâbit gibi sahâbîler de bu son aya, bu mukâbeleye iştirâk ettiler.

Bugünkü mukâbele geleneği de bu esâsa dayanmaktadır. Bu, mukâbele. Yani Efendimiz’den başlayarak sahâbenin de bu Ramazân-ı Şerîf’te devamlı bir mukâbele okuması, bu şekilde gelen güzel, rûhânî bir örfümüzdür -elhamdülillâh-.