14 Aralık 2023

Daha düne kadar kendilerinin zulüm ve soykırıma uğradığını söyleyerek mağduriyetten beslenen işgalci siyonistler, bugün dünyanın gözleri önünde Gazzeli müslümanlara karşı, benzeri görülmemiş bir vahşet ve katliam uyguluyor. Ümmet-i Muhammedʼi âdeta çıldırtmak istercesine; savaş suçu, nefret suçu, insanlık suçu olan her şeyi yapıyor; tam bir cinnet, vahşet ve canavarlık sergiliyor.

İnsan olanın kanını donduran, yediği lokmayı boğazına dizdiren, uykularını kaçıran, insanlığından utandıran bu felâket manzaraları karşısında, vicdanı olan herkes, olup biteni kahrolarak izliyor. Bîçâre mazlumların ise -maalesef- insanlığa dair umutları tükeniyor.

İşte böyle bir hengâmede müʼminler olarak; zayıfın, bîçârenin, ezilenin acısını paylaşmak ve onların derdiyle dertlenmek, hepimizin birinci vazifesi olmalıdır.

‒Din kardeşlerimiz mahzun iken bizler mesrur olmamalı,

‒Onlar açken karnımızı tıka-basa doyurmamalı,

‒Onlar muzdaripken sabahlara kadar rahat rahat uyumamalıyız.

‒Mazlumların Arşʼı titreten sesli ve sessiz feryatlarına bîgâne kalmamalıyız.