12 Ocak 2021

İnsan, Rabbiyle beraberliği nisbetinde hak yolda ve istikâmet üzeredir. Kalbi “Allah” diyen bir kul, harama el uzatamaz, besmele çekerek bir çelme takamaz, Rabbini zikrederek bir gönle diken batıramaz. Yani en ağır hatâlar, günahlar, mânevî kayıp ve zararlar, dâimâ Cenâb-ı Hak’tan gâfil kalındığı zaman devreye girmeye başlar. İnsan, Hâlık’ını unuttuğu vakit nefsinin esâretine dûçâr olur, şeytanın idlâline mâruz kalır.

Cenâb-ı Hak bu gaflete düşmekten îkaz sadedinde şöyle buyurur:

“Allâh’ı unutan ve bu yüzden Allâh’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.” (el-Haşr, 19)