İslâm bir bütündür, ömürlük bir takvâ hayatıdır. Bu yüzden bazen yaşanıp bazen terk edilemez, bazı hükümleriyle amel edilip bazı hükümlerine sırt dönülemez.
Bir müslüman;
‒Ramazanʼda zâhid ve cömert, sonraki aylarda müsrif veya cimri olamaz.
‒Câmide âbid; çarşı-pazarda vahşî bir kapitalist olamaz.
‒Hacʼda-umrede sâlih ve müttakî, memleketine dönünce gâfil ve ihmâlkâr olamaz.
Velhâsıl müslüman; bir mevsim değil, her mevsim müslümandır. Yine müslüman; dînin bir kısmına değil, tamamına uymakla mükelleftir.
Zira Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmede soruyor:
“…Yoksa siz, Kitabʼın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz?!.” (el-Bakara, 85)