08 Mayıs 2015

Cenâb-ı Hak, namaz vesîlesiyle günde en az beş defa kuluyla mülâkat istiyor. Bu mülâkatı da mümkün olduğunca câmide ve cemaatle arzu ediyor. Cemaatle kılınan namaza çok büyük mükâfat vaad ediyor.

Ayrıca cemaatle kılınan namazın kabul olma ihtimali daha yüksektir. Umulur ki Cenâb-ı Hak, cemaat içinde bulunan sâlih kulları hürmetine diğer kullarının namazlarını da kabul eyler.

Yine Cenâb-ı Hak namazlarımızı ruh ve beden âhengi içinde, huşû ve tâzim duygularıyla edâ etmemizi arzu ediyor.

Nasıl ki, yüksek mevkîde bulunan bir büyüğü ziyaret ederken, üstümüze başımıza çeki-düzen verip hâl ve tavırlarımıza büyük bir îtinâ ve ihtimam gösteriyorsak; Âlemlerin Rabbiʼyle olan münâsebetlerimizde de son derece dikkatli ve edepli olmalıyız. Kimin huzuruna çıkacağımızın idrâki içinde bulunmalıyız.

Nitekim âyet-i kerîmede:

“Ey Âdemoğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyiniz!..” (el-A‘râf, 31) buyrulmaktadır.

Hadîs-i şerîflerde de, namazdan önce misvak kullanmak, güzel koku sürmek, Cuma namazından önce gusletmek tavsiye edilmektedir. Zira bütün bu temizlik ve hazırlıklar, Allâhʼa olan tâzim duygumuzun bir göstergesidir.