Tâziye

اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّـا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ

Kıymetli dostumuz ve ağabeyimiz Hacı Ahmet Ziylan Beyefendi’nin vefâtını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine sabr-ı cemil, bütün yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Mekânı Cennet, makâmı âlî olsun. Rabbimiz, sâlihlerle haşreylesin, Peygamber Efendimiz’e komşu kılsın.

Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“Doğru sözlü, dürüst ve güvenilir tüccar; nebîler, sıddîklar ve şehidlerle beraberdir.” buyuruyor. (Tirmizî, Büyû, 4)

Zamanımızda bu nebevî ölçüye uyan insan aransaydı, ilk hatıra gelecek işadamlarından biri de hiç şüphesiz ki Ahmet Ziylan olurdu.

Gözlerden hırs ve zulmetin fışkırdığı, hakkın-hukukun kaybolduğu, vahşî kapitalizmin vicdanları kurutup merhameti unutturduğu, modern bir câhiliyenin yaşandığı devrimizde; Ahmet Ziylan ağabeyimiz, İslâm’ın ticaret ahlâkıyla beraber; ihlâs, takvâ, merhamet, şefkat, cömertlik, muhabbet ve samimiyetiyle de, elinden, dilinden, hâlinden ve kālinden ümmetin müstefîd olduğu; -âcizâne kanaatimizce- ağniyâ-i şâkirîn’den, yani varlık imtihanını güzelce verebilen, şükür ehli, rahmet insanlarından biriydi.

Onu, fazîlet ve istikâmet numûnesi duruşuyla, tıpkı amcam Hulûsi Topbaş’a benzetirdim. Hulûsi amcam da vefat ettiğinde, Necip Fâzıl Kısakürek onun hakkında; “büyük sahrâda deniz kuşu, buz dağında hurma ağacı, taaffün ikliminde misk kokusu” gibi edebî teşbihlerle; toplumdaki menfî vasata rağmen, temiz ve dürüst duruşunu aslâ bozmayan ender şahsiyetlerden biri olarak takdir etmişti.

Ahmet Ziylan Beyefendi de, içinde yaşadığımız bu âhir zamanda, âdeta asr-ı saâdetten gelen nefes-i Rahmânî’yi mukaddes bir emânet gibi yüreğinde titizlikle koruyan, çok kıymetli bir dostumuzdu.

Memleketi Gaziantep’ten İstanbul’a, hattâ kardeş coğrafyalarımızdan Kırgızistan ve Kazakistan’a kadar, elinin ve yüreğinin uzanabildiği daha nice yerdeki İslâmî ve insânî bütün hizmetlere öncülük eden, gayret-i dîniyye sahibi, hamiyetperver ve son derece mütevâzı bir vakıf insanıydı.

Ahmet Ziylan ağabeyimiz, ardında bıraktığı Hak rızâsına adanmış bir ömür, aldığı nice hayır duâlar, verdiği birbirinden kıymetli eserler ile dâimâ rahmet ve minnetle yâd edilecektir.

Rabbimiz; ardında bıraktığı hayır-hasenâtı kendisine sadaka-i câriye, aile efrâdını da hayru’l-halef eylesin.

Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-’ın güzel bir sözü vardır:

“Öyle kâmil bir hayat yaşa ki; insanlar hayattayken seni özlesinler, vefâtından sonra da sana hasret kalsınlar!..”

Şeyh Sâdî de;

“Öyle fazîletli bir hayat yaşa ki, vefat ettiğin zaman insanlar; «Bir güneş battı, bir yıldız kaydı!» diye seni rahmet ve hasret ile yâd etsinler.” buyuruyor.

Ne mutlu şu fânî gök kubbede hoş bir sadâ bırakarak ebediyete irtihâl edebilen sâlih kullara!..

Hacı Ahmet Ziylan ağabeyimizin aziz rûhu için el-Fâtiha!..

Osman Nûri TOPBAŞ