İnsanoğlu hadsiz-hudutsuz ihtiras sahibidir. Bu ihtiraslardan kurtulmanın birinci şartı; -çalışıp sebeplere sarılmak ve tembellikten sakınmakla birlikte- ezelde takdir edilmiş olan rızkın artıp eksilmeyeceği inancını kalpte sâbitlemektir. Çalışıp elinden gelen bütün gayreti gösterdikten sonra, gelen rızka râzı olmaktır. O rızık ne miktarda olursa olsun “benim için hayırlı olan Rabbimin takdir ettiğidir” diyebilmektir. Daha sonra ise israftan sakınmak ve kanaat ile kalben zenginleşmektir.
Rabbimiz âyet-i kerîmede:
“Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri Biz’de olmasın! Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiriyoruz.” (el-Hicr, 21) buyurmaktadır. Böylece hayâtî taksimâtın ilâhî bir irâdeyle olduğunu açıklamakta; anlayana hırs ve tamah yolunu kapatmaktadır…