12 Ağustos 2016

Tarih, milletlerin hâfızası demektir. Millî tecrübeler manzûmesidir. Bu yüzden mâzinin bittiği yerde, millet biter, insan biter, iz’an biter. Çünkü millet, bir bakıma tarihinden ibarettir. Onu mânevî değerlerinden ve tarih şuurundan uzaklaştırırsanız, geriye insan sürüsü kalır.

Dolayısıyla, bilhassa gençlerimiz, yanlış his, fikir ve fiillerin girdabına kapıldıktan sonra kurtulmaya çalışmak yerine, daha en başından itibâren, maddeyi mânâ ile mezceden kendi medeniyetimizin asil prensiplerine sarılmalı; dînî ve millî kimliklerini yeniden keşfetmeye çalışmalıdırlar. Bunun için de firâset ve basîretle hareket edip bilhassa tarihî ibret ve tecrübelerden istifâde etmelidirler.