11 Şubat 2015

Hasan-ı Basrî Hazretleri nakleder ki:

“Sahâbe-i kirâm, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e:

«–Ey Allâh’ın Rasûlü! Bizler Allah Teâlâ’yı çok seviyoruz. Lâkin bize, Allâh’ın Zât’ını gerçekten sevmenin alâmetini bildirseniz.» dediler.

Bunun üzerine Allah Teâlâ; «(Rasûlüm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.» (Âl-i İmrân, 31) âyet-i kerîmesini indirdi.” (Bkz. Taberî, Câmiu’l-Beyân, nr. 6845, 6846)

Yani kulu Allâh’ın muhabbetine erdirecek olan, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’dir. Zira Hazret-i Peygamber’e muhabbet, Allâh’a muhabbet; O’na itaat, Allâh’a itaat; O’na isyan da Allâh’a isyan mâhiyetindedir.