05 Mart 2015

İslâm kardeşliğinden maksat, sırf rahat zamanların dostluk ve yakınlığı değil, din kardeşinin zor gününde gösterilen yakınlık ve dert ortaklığıdır. Din kardeşinin acısına bîgâne kalmak, çok ağır bir cürümdür. Nitekim bu duygusuzluğu, bir anlık gaflete düşerek yaşamış olan Seriyy-i Sakatî Hazretleri, o hâlinden duyduğu pişmanlığı şöyle ifade eder:

“Bir gün Bağdat çarşısı yanmıştı. Birisi koşarak bana geldi ve; «–Bütün Bağdat çarşısı yandı, bir tek sizin dükkânınız kurtuldu. Gözünüz aydın!» dedi.

Ben de diğer dükkânı yanan kardeşlerimi düşünmeden kendi nefsim adına; «–Elhamdülillâh!» dedim. Ancak otuz yıldan beri bu gaflet ânım için istiğfâr ederim.” (Hatîb el-Bağdâdî, Târih, IX, 188; Zehebî, Siyer, XII, 185, 186)

Bir an­lık da ol­sa sırf ken­dini dü­şünüp fe­lâ­ke­te uğ­ra­yan din kardeşlerinin ıztı­râ­bın­dan uzak kaldığı için otuz se­ne o gafletin tev­be­si için­de olabilmek… Ne hassas bir kardeşlik ufku!..