Aklın; insan, kâinat ve bunlardaki hakikatlere bir ayna mesâbesinde olan Kur’ân-ı Kerîm üzerinde tefekkür ederken elde edeceği netice, tıpkı toprak altından çıkarılan ham mâdenler gibidir. Bu mâdenleri mâmûl hâle getirense, kalptir.
Kalp, hissiyâtın/duyguların merkezidir. Kalbin fonksiyonu; aklın sunduğu delilleri birleştirerek, tıpkı kırık bir vazonun parçalarını bir araya getirip aslî şeklini ortaya çıkarmak gibi, hakikatin kâmil mânâda idrâkini temin eder.
Demek ki hakka ve hayra ulaşmanın mükemmel bir şekilde icrası, aklın vahiyle terbiye edilmesini ve aklın tükendiği noktada îman olgunluğuna sahip bir kalbin devreye girerek onun eksikliğini teslimiyetle telâfî etmesini gerektirir. Zira aklın da diğer uzuvlar gibi gücü sınırlıdır.
Yayın: Erkam Yayınları
Dil: Türkçe
Yıl: 2010