Osman Nûri Topbaş Hocaefendi ile Mülâkatlar -2

Hak âşıklarının gönül vecdinden birkaç örnek:

Yûnus Emre Hazretleri Cenâb-ı Hakk’a yakınlığını ve O’na olan özleyiş hâlini şöyle dile getirir:

Sûfîlere sohbet gerek,
Ahîlere ahret gerek,
Mecnunlara Leylâ gerek;
Bana Sen’i gerek Sen’i!..

Erbilî Hazretleri îlâhî aşkla yanışını şöyle ifade eder:

Ne mümkün bunca âteşle şehîd-i ışkı gasletmek,
Cesed âteş, kefen âteş, hem âb-ı hoşgüvâr âteş…

“Bu kadar ateşle aşk şehîdini yıkamak mümkün mü? Ceset ateş, kefen ateş, şehîdi  yıkayacak tatlı su dahî ateş!..”

İşte bu ilâhî ateş, hem Allâh’a hem Rasûlullâh’a karşı gönüllerde bambaşka bir muhabbet şerâresi olmuştur.

Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri, Peygamber Efendimiz j’e öyle bir hasret içinde idi ki; O’nun dâr-ı bekāya irtihâlini, şu duygularla terennüm etti:

Şu dem ki mülk-i dünyâdan Muhammed Mustafâ gitti,
Sevindi âhiret ammâ bu dünyâdan safâ gitti…

Aynı hicran ile yanan Yaman Dede, gönül ferahlığını ancak Muhammedî aşkın vuslatında buldu:

Susuz kalsam yanan çöllerde can versem elem duymam,
Yanardağlar yanar bağrımda, ummanlarda nem duymam,
Alevler yağsa göklerden ve ben masseylesem duymam,
Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Rasûlâllah!

Hâsılı:

Ebediyyen sevecek cân O’nu cânân olarak,
Şart-ı peymân olarak, gāye-i îmân olarak!

(K. Edip Kürkçüoğlu)

 

Yayın: Yüzakı Yayınları

Dil: Türkçe

Yıl: 2023

Eseri temin etmek için tıklayınız….