Evlatlarımızı Zamanın Fitnelerinden Nasıl Koruruz?

EVLÂTLARIMIZI ZAMANIN FİTNELERİNDEN NASIL KORURUZ?

Evlâtlarımızı zamanın fitnelerinden; internet, televizyon, moda vs. mikroplu rüzgârlardan nasıl koruyabiliriz? Günün şerrinden nasıl muhafaza edebiliriz?

En büyük problem bugün bu.

En başta; “doğru bir eğitim”…

Sâlih evlâtlar istiyorsak, “sâlih anneler-babalar” olmak zorundayız. Çocuklar çünkü anne-babayı kopyalar. Sözlerini değil, yaptıklarını model olarak alırlar.

Bu mânevî eğitim, “helâl lokma” yedirmekle de anne karnında başlar eğitim.

Âileden sonra eğitim “okul”da devam eder, mektepte devam eder. Onun için “Kur’ân Kursu”na devam mühimdir, mecburîdir.

Evlâtlarımızı -diğer bir husus- “sâlih ve sâdıklarla”, sâlih ve sâdık arkadaşlarla beraber olmalarını temin etmemiz zarurîdir.

Mektep ve arkadaşlık, bu esasa göre hazırlanmalı. Bu esasa göre hazırlanmıyor maalesef. “Şu okulun diploması” deniliyor, “şu kolejin diploması” deniliyor.

Çocuğun terbiyesine de “ufak yaşlarda” başlamak lâzım. Mutlaka çocuğa “îman aşısı” verilmeli. “Canım, bu daha çocuktur, sonra bunu yapmaz, vs…” Bu, yanlış! Çok yanlış!.. Çocuğun ağzına sigara ver; “zevkini alsın, bir daha içmez(!)” de; bunun gibi bir şey bu!..

Çocuk, saf bir kaset gibidir; içine ne doldurulursa onu yansıtır. Bir ağaç, nasıl yaşken eğilir; çocuklar da sağlam terbiye edilen karakterle, büyüklerinin menfî temâyüllerinin rüzgârlarında savrulmazlar.

Evlâtlarımıza “esas hayatın âhiret hayatı olduğunun şuuru”nu vermemiz zarurî. Böylece evlâtlarımız varlık zamanlarında taşkınlık göstermesinler, yokluk zamanlarında da isyana, menfî duygulara kapılmasınlar.

Çocuğun fıtratına ufak yaşta iken “vicdan, şefkat, hak, adâlet” gibi birtakım misaller vermeli, onlarla, misallerle çocuğun içinde kalmalı.

Yavrularımızı “tefekkür”e… Meselâ bir bahar geldi; “Bak, lâlelere bak, Allah bunu bizim için verdi. Sebzelere, meyvelere bak, Allah bunu bizim için ihsân etti. Bak yediğin o yumurta… Cenâb-ı Hak tavuğu yarattı, bize yumurta veriyor, etini veriyor…” Çocuğa güzel misaller vererek tefekkürünü doldurmalı şuuraltını. Biz dolduramazsak, başka taraf doldurur.

Küçük yaşta “namaza hazırlamalı”

“Siyer-i Nebî”… Rasûlullah Efendimiz’in, ona, Rasûlullah Efendimiz’in bilhassa ahlâkî hayatından çok misaller vermeli.

“Câmilere komşu olmak”. Evlâtlarımızı ufak yaşlarda camilere alıştırmak.

Bunları yaparsak -inşâallah- kabirlerimiz yalnız, mezarlarımız tenha kalmaz -inşâallah-.