20 Eylül 2018

10 Muharrem (Aşûre) günü, içerisinde büyük tecellîlerin yaşandığı bir gündür:

Hazret-i Âdem -aleyhisselâm-ʼın tevbesi bu günde kabul edilmiştir. Demek ki bugün “tevbe-istiğfar” günüdür.

Hazret-i Nûh -aleyhisselâm-ʼın tufandan kurtulup, gemisinin selâmete erdiği gündür. Demek ki bugün Nûh -aleyhisselâm-ʼın 950 sene süren çilelerle dolu tebliğ hayatındaki “sabır ve sebât”ını tefekkür günüdür.

Hazret-i İbrahim -aleyhisselâm-ʼın Nemrut’un ateşine atılıp Cenâb-ı Hakk’ın lûtfuyla kurtarıldığı gündür. Demek ki bugün Hakkʼa dostluk yolunda karşılaştığımız ilâhî imtihanlardaki hâlimizi muhâsebe etme günüdür.

Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm-ʼın Firavun’un zulmünden, Hazret-i Yûsuf -aleyhisselâm-’ın zindandan kurtulduğu gündür. Demek ki bugün, büyük saâdetlerin, büyük çilelerden sonra geldiğini idrâk etme günüdür.

Hazret-i Eyyûb -aleyhisselâm-ʼın hastalık ve iptilâlardan kurtulduğu gündür. Demek ki bugün, ilâhî imtihan tecellîleri karşısındaki “sabır, rızâ ve şükür” hâlimizi gözden geçirme günüdür.

Ayrıca bugün, İslâm tarihinin gördüğü en acı felâketlerden biri olan, Peygamber Efendimizʼin aziz torunu Hazret-i Hüseyin -radıyallâhu anh-ʼın hunharca katledildiği, İslâmʼın bağrına fitne hançerinin vurulduğu bir gündür.

O menfur cinayete, hangi mezhepten olursa olsun her müslümanın yüreği feryat hâlindedir. Bu hususta ümmet-i Muhammed’in birlik ve beraberliğini zedeleyecek tarzda kuru çekişmelere girmek, en başta o azîz şehidlerin mübârek ruhlarını incitecek hareketlerdir. Şunu da unutmamak gerekir ki o tarihte müslümanlar arasında Şialık ve Sünnîlik gibi bir ayrılık yoktu. Dolayısıyla bugün; “Mü’minler ancak kardeştirler!..” (el-Hucurât, 10) hükmü etrafında, bir ve beraber olma günüdür…