Tasavvuf Nedir?

TASAVVUF NEDİR?

Tasavvufun gâyesi, (kulu) Cenâb-ı Hakkʼa olan bir dostluğa götürebilmek. Yani tasavvuf, îmânı kemâle erdirebilmek. Yani şerîati kemâle erdirebilmek. Şerîatin dışında bir şey yok. Şerîatin dışındaki her şey bâtıl. Havada uçarken görsen yine bâtıl, eğer şerîate uymuyorsa.

Tasavvuf; şerîati kemâle erdirmek, Allah Rasûlü ile her hususta beraber olabilme gayretidir. Yani hissiyatta, fikriyatta, hâl ve davranışta, ibadette, ahlâkta, muâmelâtta Oʼna benzeyebilme cehdidir tasavvuf.

Allah Rasûlüʼnün kalbî hayatından, gönül dokusundan hisseler almak, aynı Peygamber Efendimizʼin olduğu gibi rahmet üslûbuyla, bir îtidâl üzere yaşayabilmek.

Yine tasavvuf; Kurʼân ve Sünnetʼi kalbî derinlikle hissedip ihlâs, takvâ, muhabbet, mârifet, aşk ve vecd içinde hayatına tatbik edebilme gayreti.

Yine tasavvuf, Kurʼân, kâinat ve insanda sergilenen ilâhî azamet tecellîleri, ilâhî kudret nakışlarının tefekküründe derinleşerek mârifetullahʼta mesafe alabilmek. Yani Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilmek.

Kalben safâya erebilmek. İç âlemini şirk, küfür, nifak, riyâ, kibir, enâniyet, haset, ihtiras, cimrilik gibi menfilikten arındırmak; onu îman, tevhid, ihlâs, tevâzû, teslimiyet, tevekkül, rızâ, hiçlik, zühd, diğergâmlık, cömertlik, merhamet, hizmet, fedakârlık gibi güzel vasıflarla kemâle erdirmek.

Bunun son nefese kadar devam etmesi. Zira; “Tasavvuf, aslâ sulhü olmayan bir cenktir.” buyruluyor.

Hayatın med-cezirlerine takılmamak.

Yine kendi kurtuluşunu başkalarının kurtuluşuna hizmetten geçtiğinin şuuruna varabilmek.

Yani velhâsıl tasavvuf; takvâ, Cenâb-ı Hakʼla dost olabilmek, Allah Rasûlüʼnü aşk ile yakından tanıyabilmek, Oʼnun yüce karakter, şahsiyet ve ahlâkından nasip almak, dîni özüne ve rûhuna uygun bir tarzda, vecd içinde yaşayabilme gayretidir.

Cenâb-ı Hak -inşâallah- bu, bir dost olmayı, kendisiyle yahut Oʼnun… Tabi bu, Cenâb-ı Hakkʼın lûtfuyla olacak. Yani bunun gayretinde olabilmeyi Cenâb-ı Hak cümlemize ihsân eylesin, ikram eylesin.