9 Eylül 2018

Herkes kalbî yapısına göre bir idrâke sahiptir. Meselâ Hazret-i Ebû Bekir -radıyallâhu anh- Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e bakınca, insan sûretinde bir fazîlet âbidesi gördü, O’na hayran oldu, “Canım-malım Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah!” dedi.

Ebû Cehil ise Peygamber Efendimiz’e bakınca, kendi iç dünyasındaki katranı gördü, bu yüzden dehşetli bir nefrete kapıldı, azılı bir düşman kesildi.

Demek ki göz bakar, fakat kalp görür. Bu görüş de kalbin mânevî keyfiyetine göre gerçekleşir…