21 Ocak 2017

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in duygularında; “Esas hayat âhirettir.” ayarı vardı. Dolayısıyla O’na göre;

“Esas üzülecek şey, âhiret hüsrânıdır.”

“Esas sevinilecek şey, âhiretteki kurtuluştur.”

Ashâbında da O’nun sürûr ve hüzün kıstasları, yegâne ölçü olmuştu. Onların en büyük korku ve hüzünleri; âhirette Efendimiz’den ayrı düşmekti. Dünyada tattıkları Rasûlullah Efendimiz’le beraber olma lezzetini, âhirette kaybetme endişesiydi.

Ya bizim gönüllerimiz neye ayarlı? Neler için üzülüp seviniyoruz? Sevinç ve hüzünlerimiz daha çok ebedî hayatımız için mi, yoksa geçici ve fânî menfaatler için mi?..