03 Mayıs 2014 Cumartesi

Kâmil müʼminler; zâlim, fâsık ve kâfirlerin hayat tarzlarına meyletmek bir yana, onların iyiliğine bile muhâtap olmaktan sakınmışlardır. Zira insan, ihsâna mağlûptur. Gönülde, iyiliği görülen kimselere karşı bir yakınlık ve meclûbiyet hissi filizlenir. Bu yüzden müʼmin, bir zarûret olup da ihtiyacını arz etmesi gerektiğinde, sâlih kimselere mürâcaat etmeli, nâmerde muhtaç olmaktan Allâh’a sığınmalıdır.

Zira İmâm Gazâlî Hazretleriʼnin buyurduğu üzere;

“Gayr-i müslimlerle zihnî yakınlık, zaman içinde kalbî yakınlığa, kalbî yakınlık da kişinin mânen helâkine sebep olur…”