01 Aralık 2015

Hakkʼa kulluğumuzun seviyesini bir düşünelim:

Yaptığımız ibadet ve hayırlar, bizi Rabbimizʼin rızâsına mazhar edebilecek keyfiyette mi?

Takvâ hassâsiyetimiz, bizi gazab-ı ilâhîden koruyabilecek durumda mı?

Yaptığımız fedakârlıklar, bizi Sıratʼtan geçirir mi?

İşlediğimiz sâlih ameller, mizanda yüzümüzü ak çıkarır mı?

Yaşadığımız hayat bizi Cennetʼe götürür mü?

Günümüzde alev alev yanan küfür ve fısk u fücur ateşinde iki dünyalarını da yakıp kül eden nicelerinin vebâli bize sorulduğunda;

“‒Yâ Rabbi! Ben elimden geleni yaptım…” diyebilecek miyiz?..