Rabbimiz ölüm ânını bildiriyor. Ölüm sarhoşluğu… Kāf Sûresi:
“Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de; «Ey insan! Bu, öteden beri kaçtığın şeydir.» denir.” (Kāf, 19) Ölümden kaçmayan yok. Yatalak hasta bile ölmek istemiyor.
“Sûr’a üfürülür. İşte bu geleceği vaad edilen gündür.” (Kāf, 20)
Yine Cenâb-ı Hak Münâfikûn Sûresi’nin sonlarına doğru; kul diyecek ki, -bu hepimizin başından geçecek-:
“Yâ Rabbi! Biraz geciktirsen de sadaka versem de sâlihlerden olsam, demeden evvel…” (el-Münâfikûn, 10) buyuruyor.
Onun için Cenâb-ı Hak:
يَا اَيُّهَا الَّذِينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ حَقَّ تُقَاتِهِ وَلَا تَمُوتُنَّ اِلَّا وَاَنْتُمْ مُسْلِمُونَ
“Ey îmân edenler! Allah’ın azamet-i ilâhiyyesine göre takvâ sahibi olun. Ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmrân, 102) buyuruyor.