31 Aralık 2021

Muhterem Kardeşlerimiz!

Yüce dînimiz bizlerden;

–Dalâlette bulunanlardan uzak durmamızı,

–Onların örf, âdet, giyim-kuşam ve hayat tarzlarına özenmeyip İslâm şahsiyet ve karakterini vakar ile temsil etmemizi ister.

Nitekim hadîs-i şerîfte:

“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” buyrulmaktadır. (Ebû Dâvud, Libâs, 4/4031)

Tabiî ki gayr-i müslimlere benzemenin de îtikad ve şahsiyeti alâkadar eden ve etmeyen noktalarına dikkat etmek gerekir. Meselâ gayr-i müslimlerin îcâd ettiği faydalı bir makineyi câhilâne bir bakış açısıyla, “gâvur îcâdıdır” diye kullanmamak, onlara benzememe hususunda ifrata kaçmak olur. Nitekim Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de, Mescid’i aydınlatmak için Şam’dan getirilen lambalara hüsn-i kabul göstermiştir. (Bkz. İbn-i Hacer, el-İsâbe, I, 184)

Meselâ Rasûlullah Efendimiz diğer bir hadîs-i şerîflerinde:

“Müşriklerin ateşiyle aydınlanmayın!” buyurmuşlardır. (Nesâî, Ziynet, 51; Ahmed, III, 99)

Bu ise; onların hukukuna riâyet etmekle birlikte, “Onların yakınında oturmayın, onlarla fazla içli-dışlı olmayın, mesafenizi koruyun, onların tesir dairesi içinde bulunmayın!” demektir.

Hâl böyle iken hristiyan âleminin mukaddes saydığı yılbaşını kutlamak, İslâm şahsiyet ve karakterine aykırıdır. Zira yegâne hak dîn olan İslâm mükemmeldir. Mükemmelin ise artık hükmü bitmiş ve tahrife uğramış bir dinden alacağı hiçbir şey yoktur.

Ayrıca hiçbir mukaddes gün, nefsânî eğlencelerle, haramlarla, şeytânî çılgınlıklarla idrâk ve ihyâ edilemez. Sadece bu hakîkat bile yılbaşı kutlamanın, ne kadar bâtıl bir âdet olduğunu ifadeye kâfîdir.

Üstelik Kudüslü Ortodoks Patrik Ataullah Hanna bile, Hazret-i Îsâʼnın doğduğu topraklardaki İsrail zulüm ve vahşetlerinin devam ettiği bu günlerde, Hazret-i Îsâʼnın doğum günü kabul edilen Noelʼi kutlamak yerine, işgal gerçeğiyle yüzleşmeye ve İsrail zulmünü sona erdirmek için çalışmaya çağırırken, şuurlu bir müslümanın yılbaşı kutlaması düşünülemez.

Velhâsıl her müslüman; hayatının her safhasında, İslâm şahsiyet, karakter ve vakarına yaraşır bir duruş sergileyip gayr-i müslimlerin âdetlerinden uzak durmakla mükelleftir.

Cenâb-ı Hak İslâm şahsiyet ve karakterini yaşayışımızla temsil edebilmeyi, bizlere ve nesillerimize nasîb eylesin.

Âmîn!..