26 Eylül 2014 Cuma

Bizlere Rabbimiz tarafından emsalsiz bir örnek şahsiyet olarak takdim edilen Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, insan neslinin en mülâyimi idi. Bu yüzden insanlarla muâmelesinde dâimâ kolaylığı tercih eder, zorluğa, öfke ve kızgınlığa yer vermezdi. Hakkın çiğnenmesi dışında celâllenmez, şahsına karşı işlenen kusurları kolayca affederdi. Ne kadar kaba bir muâmeleye mâruz kalsa da nezâketini bozmaz, kendisine kötülük edenlere bile iyilikle muâmele ederdi.

Nitekim, öfke zaafına dûçâr olmuş bir kimse, Peygamber Efendimiz’den nasihat istemişti. Efendimiz de ona;

لَا تَغْضَبْ : Kızma!” buyurdu.

Adam nasihat isteğini birkaç kez tekrar ettiyse de, Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- her defâsında aynı cevâbı verdi. (Bkz. Buhârî, Edeb 76)

Cenâb-ı Hak da, “öfkeyi yutma” fazîletini, sevdiği muhsin/ihsân ehli kullarının bir vasfı olarak bildirmektedir. (Bkz. Âl-i İmrân, 134)