23 Ekim 2020

Ashâb-ı kirâm, nasıl Peygamber Efendimiz’in rahle-i tedrisi önünde diz çökmüş talebeleriyse, bizler de ashâbın muhâtap olduğu aynı âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflere 14 asır sonra muhâtap olan, Allah Rasûlü’nün âhir zamandaki ümmeti ve talebeleriyiz.

Aradan geçen zaman ne kadar uzun olursa olsun, Peygamber Efendimiz’e yakınlık -tıpkı Allah katında üstünlük hususunda olduğu gibi- sadece “takvâ” sırrına bağlıdır.