14 Ekim 2014 Salı

İlâhî hakîkatlerden habersiz, îmânın ilk meyvesi olan merhametten nasipsiz katı yürekli kimseler, insanlığı kendilerine sadece bir maske olarak kullanırlar. Böyleleri fikir olsa hakîkati öldürür; şâir olsa ruhları çürütür; ahlâk savunucusu kesilse ahlâkı mahvederler.

Hazret-i Mevlânâ buyurur:

“Böyleleri, eline bir gül bile alsa, o gül başkalarına diken olur. Bir dostun yanına gitse, onu yılan gibi sokar.”

Bunlar, kısaca birer gönül kâtilidirler. Gerçek İslâm ahlâkı ise; gönül almayı, gönül yapmayı, gönüllerin fethini ve ihyâsını telkin eder…

Molla Câmî ne güzel buyurur:

“Gönül al (çünkü gönül almak) hacc-ı ekberdir.

Bir gönül, binlerce Kâbeʼden daha iyidir.

Kâbe, Âzeroğlu İbrâhim’in yaptığı binâdır.

Gönül ise, Celîl ve Ekber olan Allâh’ın nazargâhıdır.”