Bütün ilimler, Cenâb-ı Hakk’ın hayat ve kâinâta yerleştirdiği kâideleri tespitten ibarettir. Meselâ;
Tıp ilmi, Allâh’ın vücuda yerleştirdiği muazzam kâidelerle ilgilenir.
Botanik, topraktan biten nebâtâta konulan ilâhî kâideler etrafında faaliyet gösterir.
Fizik-kimya; Cenâb-ı Hakk’ın maddelere, cisimlerin iç yapılarına koyduğu husûsiyetleri inceler.
Biyoloji, matematik, hukuk, sosyoloji, tarih, coğrafya vs. bütün bunlar; Cenâb-ı Hakk’ın insana lûtfettiği, dünyevî ilimlerdir.
Esas mesele; bütün ilimleri yaratan Yüce Allâh’ın bizlere iki cihanda kurtuluş reçetesi, ebedî rahmet ve şifâ olarak gönderdiği Kur’ân-ı Kerîm ufkunda bir idrak sahibi olabilmektir. Çünkü asıl maksat; her ilmin hikmet tarafını tefekkür ile eserden Müessir’e, sebepten Müsebbibʼe, sanattan Sanatkâr’a intikal edebilmektir.