Dilimizi boş ve çirkin sözlerden koruyup dâimâ hayır konuşmaya ve ifadelerimizi zikrullâh ile tezyîn etmeye çalışmamız gerekir. Nitekim bu ahlâkı hayatlarına aksettiren mü’minler;
* Bir işe veya yemeğe başlarken besmele çeker, bitirdiklerinde Allâh’a hamd ederler.
* Birbirleriyle karşılaştıklarında evvelâ selâm vererek, Allâh’ın rahmet ve bereketini dileyerek birbirlerine duâ ederler.
* Birbirlerinden ayrılırken de;
“‒Allâh’a emânet ol!” derler.
* Seyahatlerde;
“‒Allâh’a ısmarladık! Allah yoldaşın olsun!” derler.
* İstirahate çekilirken Allâh’a sığınıp duâ eder, uyanınca Allâh’a şükrederler.
* Evlenenlere;
“‒Allah mesut eylesin! Allah bahtından güldürsün!” derler.
* Ticaret esnasında ilk siftahını yapanlar;
“‒Siftah senden, bereket Allah’tan!” derler.
* Hastalıkta;
“‒Rabbimiz şifâlar ihsân eylesin! Çektiğiniz sıkıntıları günahlarınıza kefâret, derecenizin terfiine vesîle kılsın!” derler.
* Yeni doğan yavrular için;
“‒Allah sâlih veya sâliha kullarından eylesin! Rabbimiz kendisine hayırlı kul, Rasûl’üne hayırlı ümmet, anne-babasına hayırlı evlât kılsın! Allah, hayırlı ve uzun ömürler versin!” derler.
* Vefatlarda;
“‒Allah rahmet eylesin, mekânı Cennet olsun! Geride kalanlara Allah sabr-ı cemîl ihsan buyursun!” derler.
Ne mutlu, hayatlarının her ânını zikrullâh ile tezyîn edebilen sâlih kullara!