Asr-ı saâdette bayrama; infakla, ikramla, sadakayla hazırlanılır; bayram, Allah için yapılan fedâkârlıklarla karşılanırdı. Zira hakîkî bayrama nâil olabilmenin, mahzun gönüllere de bayram neşesi verebilmekten geçtiği, çok iyi bilinirdi.
Bizler de bu bayram, vatanımıza ilticâ eden Suriyeli kardeşlerimizle bayramlaşabildik mi? Onların mahzun yüreklerine de bir bayram sevinci yaşatabildik mi? O Muhâcir kardeşlerimize ne kadar Ensâr olabildik? Bayramda ve bayramdan sonra da onlara infâk ederek, dert ortağı olarak, din kardeşliğimizi devam ettirelim ki, hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Arşʼın altında gölgelenecek yedi sınıf müʼminden birine dâhil olabilelim…