Hak dostu Mevlânâ Hazretleri, kurbanın derûnî şartlarından habersiz şekilde sırf zâhir plânında takılıp kalanları şöyle îkaz buyurur:
“Sakın ola ki keçinin gölgesini kurban etmeye kalkışma!..”
Zira kurban edilen hayvanın eti, kemiği, gölge varlıktır; aslolan, onun ifâde ettiği mânâdır, yani gönüldeki Allah için fedakârlık hissiyâtıdır.
Unutmayalım ki maldan ve candan fedakarlığın zirvesine ulaşan Hazret-i İbrahim -aleyhisselâm-ʼın Cenâb-ı Hakʼla dostluğu neticesinde bize kurban nîmeti ihsân edildi. Bizden de, yapacağımız fedakârlıklarla o dostluğa nâil olmamız beklenmektedir.
İşte kurbanda gönül, bu mânâların farkında olmalıdır. Nitekim âyet-i kerîmede buyrulur:
“Onların ne etleri ne de kanları Allâh’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvânız ulaşır…” (el-Hacc, 37)