Dünyanın Şu Anki Hâlini Değerlendirebilir misiniz?

“Efendim, dünyanın şu anki hâli için ne buyurursunuz?”

Efendimiz, son peygamber. Efendimiz’in teşrifi, 1400 küsur sene evvel, peygamber olarak, kıyâmet alâmeti. Hâtemü’l-Enbiyâ / Son Peygamber, kıyâmet alâmeti.

Efendimiz, kıyâmetin ne zaman olacağını bildirmiyor ve bilmiyor. Bildirmiyor, belki biliyor, yahut da bilmiyor, bilemiyoruz. Cebrail sorduğu zaman;

“–Kıyâmet ne zaman?” diye;

“–Sorulan sorandan daha fazla bilmiyor.” buyurdu. (Bkz. Müslim, Îmân, 1)

Fakat alâmetleri bildirdi.

İşte Efendimiz’den birkaç misal:

“Hercümerç.” buyuruyor.

“–Yâ Rasûlâllah! Hercümerç nedir?” diyorlar.

“–Kişinin kişiyi nasıl, kimin, niçin, nasıl öldüğünü birbirinin bilmemesi.” (Bkz. Müslim, Fiten, 55-56; Hâkim, Müstedrek, IV, 504/8412. Krş. Buhârî, İlim, 24)

Bugün görüyoruz işte İslâm dünyası. Müslümanlar birbirini öldürüyor. Bir hercümerç. Bir Haçlı Seferi vardı eskiden. Haçlı orduları hazırlanır, İslâm orduları hazırlanır, harp ederdi. Şimdi öyle değil. Şimdi Haçlı, müslümanı müslümana vurdurmakla devam ediyor. Bir hercümerç.

“Ahlâksızlık.” buyuruyor Efendimiz. (Bkz. Buhârî, İlim, 21; Müslim, Fiten, 110) Had safhada bugün. Nikâh azaldı. Birlikte yaşamalar başladı.

“Binalar, gösteriş, vs…” buyuruyor. (Bkz. Müslim, Îmân, 1, 5) O da had safhada.

Demek ki Cenâb-ı Hak birtakım alâmetler bildiriyor. Bu, derlenip toparlanmak… Cenâb-ı Hak zaman zaman sel felâketleri veriyor. Kul uyanacak. Kuraklık veriyor. Kul uyanacak.

Normal yağmur yağıyor, kul teşekkür edecek, şükredecek.

Tsunamiler veriyor Cenâb-ı Hak. İlâhî kudreti, ilâhî azameti, âcizliğini görecek…

Bugün bir virüs çıktı. Virüs nedir? Ufacık bir hayvan, yok kadar bir hayvan. Yani Cenâb-ı Hak ilâhî azametini gösteriyor. Bir virüs, koca bir pehlivanı yere seriyor. Nasıl Cenâb-ı Hak bir Ebrehe ordusunu bir Ebâbil’le kahretti, bir Nemrud’u bir sinekle kahretti. Demek ki dünya bugün bir zulmün içine girdi.

Bir zulüm sergileniyor. Ahlâksızlık sergileniyor. Bir Âd Kavmi, Semud Kavmi sergileniyor, bir Lût Kavmi sergileniyor. Ticarî hayatta şaşırmış bir Şuayb -aleyhisselâm-’ın kavmi sergileniyor.

Velhâsıl demek ki, ilâhî bir îkaz, birtakım şeylerin bunlar ayak sesleri. İşte bütün iktisâdî hayat çöküyor. Çin, büyük bir kuvvetti, bitti. Birçok devletler bitti. Uçak seferleri öyle, birçok şirketler zarar etmeye başladı. Ki bu îkazları da duymak lâzım.

Cenâb-ı Hak bazı şeyleri periyoda bağlıyor. Meselâ Güneş’in doğup batması periyoda bağlı. Kimse demez ki… İki tane takvim dönüyor Ay ile Güneş, bir takdim-tehir yok. Havanın 21 oksijeni, 77 azotu hiç değişmiyor. Kimse, bir ateist bile bir deist bile demiyor ki ben bir oksijen tüpüyle gezeyim de yarın belki oksijen düşerse o tüpü kullanırım, demiyor.

En yeni bir uçakta bile, oksijen düşerse maskeler gelecek duyuruluyor. Fakat hiçbir, yeryüzünde hiç kimse 77 azotla 21 oksijenin değiştiğini… Bir ilâhî irâdeye îtimad hâlinde.

Fakat gelgelelim diğer taraftan büyük bir isyan var. Cenâb-ı Hakk’ın azameti her şeyde. Bir taraftan deizm geliyor, bir taraftan feminizm geliyor, bir taraftan türlü türlü şeyler, pragmatist, oportünist, hodgâm toplumlar meydana geldi. Zayıfları köle etmek bir şey hâline geldi, vicdanlar bitti kurudu. Demek ki bu şeylerden ders almak lâzım. Yarın yine kıyamet alâmeti, bir de Yecüc-Mecüc çıkacak. Bana onu hatırlatıyor. Bu virüsün çıkması sanki bir Yecüc-Mecüc gibi. Onlar da birdenbire çoğalacak Yecüc-Mecücler. Bütün her tarafı kaplayacaklar.

Bugün de bütün herkeste korku, “benim” diyenlerde korku, herkeste bir endişe.

Esasında mü’minler için ilâhî bir rahmet. Cenâb-ı Hakk’ın azamet-i ilâhiyyesini düşünecek. Ufacık bir hayvanla Cenâb-ı Hak nasıl bir dünyayı, perişan hâle getiriyor? Burada ilâhî azameti seyredecek, “Aman yâ Rabbi!” diyecek. İstiğfârını artıracak mü’min. Tefekkürünü derinleştirecek. Aczini görecek.

Velhâsıl bunlar ilâhî bir azamet tecellîsi.

Diğer bir hadîs-i şerîf daha var, o da çok ibretli. O da tâbiînde oldu. Tâbiînden biri diğerine dedi ki Mekke-i Mükerreme’de;

“–Bak dedi, bu Kâbe yıkılacak.” dedi.

“–Aa dedi, nasıl yıkılır dedi, kim?” dedi.

“–Müslümanlar yıkacak.” dedi.

İşte şey zamanında, Haccâc-ı Zâlim zamanında oldu.

“Delikler açılacak Mekke’de dedi. Şu dağlar kadar binalar yapılacak.” dedi.

Nitekim bugün tüneller açıldı, dağlar kaldırılıp binalar yapılıyor. Bunlar alâmet değil de nedir?

Fakat bu, ne kadar zaman var? Meçhul… 10 sene mi, 500 sene mi?..

Bunları bir mü’min, bu olan hâdiseyi bir îkaz-ı ilâhî olarak görecek ve kendisini derleyip toparlayacak. İstiğfârını artıracak, kulluğunu ziyadeleştirecek.