Dînen zengin sayılanlara farz olan zekât, Allah için verilmesi gerekenin asgarîsidir. Zekâtı vermek, kulluk vazifelerine ilâve bir fazîlet sergilemek değil, bir borcun îfâsıdır. Çünkü zekât, zenginin malındaki, fakirin hakkıdır. O hakkı ödemeyen, başkasına ait bir malı gasp etmiş olur. Rahmetli babam Musa Efendi derdi ki:
“En kötü hırsızlık, zenginlerin zekât vermemek sûretiyle fakirlerin malını çalmasıdır.”