28 Eylül 2016

Muhammed İkbâl, Medîne’den dönen hacılara sorar:

“Medîne-i Münevvere’yi ziyaret ettiniz; uhrevî Medîne çarşısından gönlünüzü ne gibi hediyelerle doldurdunuz? Getirdiğiniz maddî hediyeler; takkeler, tesbihler, seccâdeler bir müddet sonra eskiyecek, solacak. Medîne’nin solmayan, gönülleri ihyâ eden, mânevî hediyelerini getirdiniz mi?

Hediyeleriniz içinde Hazret-i Ebû Bekr’in sıdk ve teslîmiyeti; Hazret-i Ömer’in adâleti; Hazret-i Osman’ın hayâ ve cömertliği; Hazret-i Ali’nin irfan ve cihâdı var mı? Bugün binbir ıztırap içinde kıvranan İslâm dünyasına gönlünüzden bir asr-ı saadet heyecanı verebilecek misiniz?..”