27 Şubat 2016

İlâhî muhabbet ve uhrevî lezzetlerden mahrum; türlü eğlence ve çılgınlıklarla, hayvânî bir yaşayış ile geçen bir dünya gününün, hayırlı bir ölüm akşamı getirmeyeceği mâlûmdur. Bu karanlık gecenin sonunda mesut bir şafağın sökmeyeceği de âşikârdır. İlâhî ibret sahneleri ve hâdiseleri karşısında alık ve abus kalmak, gayesizce erimek, ölümün meçhul ıztırapları içinde kaybolmak, insanlık şeref ve haysiyeti adına ne acıdır!.. Unutmayalım ki dünya hayatının nefsânî pembelikleri, âkıbet solgunluğu ile; gâfilâne kahkahaları ise, Cehennem çatırtıları ile doludur.