27 Kasım 2017

Kendisine, hiçbir insana verilmemiş bir saltanat lûtfedilen Hazret-i Süleyman -aleyhisselâm- bu nîmetlerin asıl sahibi olan Rabbini hiçbir zaman unutmadı, kalbini dünyalıkların kasası yapmadı. Cenâb-ı Hak da ona; نِعْمَ الْعَبْدُ : Ne güzel bir kul…” iltifâtında bulundu. (Bkz. Sâd, 30)

Buna mukâbil, çok ağır sıkıntı, ıztırap, hastalık ve fakirlikle imtihan edilen Hazret-i Eyyûb -aleyhisselâm- da sabır, rızâ ve şükür hâlini hiç bozmadı. Cenâb-ı Hak ona da; نِعْمَ الْعَبْدُ : Ne güzel bir kul…” iltifâtında bulundu. (Bkz. Sâd, 44)

Demek ki şükür ehli zenginler ile hâline sabredip rızâ gösteren fakirler, Allâh’ın rızâ ve muhabbetine nâiliyet bakımından aynı fazîlet zirvelerindedirler.