24 Ekim 2014 Cuma

Gayret ehli müʼminleri görüp onların îman heyecanından ve takvâ hassâsiyetlerinden hisse almak ve bu sâyede gaflet uykusun­dan uyanmak, çok büyük bir nîmettir. Bu hâl, âdeta enerjisi tükenen bir âletin yeniden şarj olması gibi, mânevî bir diriliş ve feyz vesîlesidir. Bu sebepledir ki mânevî terbiye yolu olan tasavvufta da, sâlihlerle beraberliğin asgarî ölçüsü olmak üzere, belli aralıklarla bir araya gelmek demek olan “sohbet”lere devam etmek, son derece mühim bir kâidedir.