23 Nisan 2014 Çarşamba

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)ʼin, açlıktan karnına taş bağladığı zamanlar olur, evinde günlerce ocak yanmaz, yemek bulunmazdı. Fakat eline bir dünyalık geçtiğinde -bir borcu ödemek için ayırdığı hâriç- ondan kendisine hiçbir şey saklamaz, kendisi de muhtaç olduğu hâlde, îsarda bulunarak, nesi varsa muhtaçlara infâk ederdi. Bu hâl, Rasûlullah(s.a.v.)Efendimiz için, kâ‘bına varılmaz bir lezzetti. Ashâbının ihtiyacını gidermeden, kendisinin ve âilesinin ihtiyacını düşünmezdi. Her hâlükârda, “önce ümmetim” der, ümmeti huzur bulmadan kendisi de huzur bulamazdı.