22 Şubat 2018

İslâm’ın zaferi ile neticelenen Bedir Gazvesi, Allâh’ın ihlâslı kullarına yardım ettiğini gösteren büyük mûcizeler ve onlardan alınacak pek çok ibretlerle doludur. Bu muazzam zaferden sonra Cenâb-ı Hak, müslümanlara kendini beğenme ve gurur hâli gelmemesi için şu âyet-i kerîmeyi indirdi:

“Onları siz öldürmediniz; Allah öldürdü. Attığın zaman da Sen atmadın; Allah attı. Bunu, mü’minleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.” (el-Enfâl, 17)

Hakîkatte yegâne güç ve kudret, Allah Teâlâ’nındır. Fâil-i mutlak, yalnızca Cenâb-ı Hak’tır. Cenâb-ı Hakk’ın insana bahşettiği kuvvet ve kudretin kullanılması da yine O’nun iznine bağlıdır. Bundan dolayı her işte;

لَا حَوْلَ وَ لَا قُوَّةَ اِلَّا بِاللهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ

“Azîm ve yüce Allah’tan başka hiç kimsede (hayra eriştirecek, şerden koruyacak) güç ve kuvvet yoktur.” diyerek O’na sığınmalıyız. Acziyet ve kulluğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız. Her türlü nîmet, zafer ve muvaffakıyetin Allah Teâlâ’dan gelen birer lûtuf ve imtihan olduğunu bilip şükretmeliyiz.

Sonsuz hamd ü senâlar olsun ki asırlarca İslâm’ın sancaktarlığını yapmış olan milletimize Cenâb-ı Hak bugün de yardımlarını esirgemiyor. Peygamber ocağı ordumuzun îmanlı askeri bu şuur ve idrâke sahip olduğu müddetçe, Cenâb-ı Hakk’ın lûtf u keremiyle daha nice zaferlere -inşâallah- nâil olacaktır…