20 Şubat 2015

Bize bir insan çok kıymetli hediyeler getirse, fakat onları abus bir çehre ile, gönülsüz ve isteksiz olarak verecek olsa, onu kabul etmek içimizden gelmez. Fakat cân u gönülden, samimiyet ve edeple takdim edilen en sade bir ikramı dahî, büyük bir huzurla alır, verene muhabbet duyarız. Bir kul tarafından Rabbinin kabûlüne arz edilen duâ, kulluk ve ibadetler de bunun gibidir. Allah için yaptığımız amellerimizi ne kadar aşk ve şevkle îfâ edersek, onların ind-i ilâhîdeki kıymetleri de o derece yüksek olur.