Dîne mesafeli duran, fakat dinden tamamen kopmayı da göze alamayan, aklı ve gönlü karışık bazı kimselerden zaman zaman; “Benim dedem de hocaydı, babam da hacıydı…” kabîlinden sözler duyulur. Fakat hadîs-i şerîfte buyrulduğu üzere:
“…Amelinin kendisini geride bıraktığı kişiyi, nesebi öne geçiremez.” (Müslim, Zikir, 38; İbn-i Mâce, Mukaddime, 17)
Dolayısıyla hiç kimse anasının-babasının yediği yemekle doymayacağına göre, herkes ebedî kurtuluşu için ciddî bir gayrete girmekle mükelleftir.