19 Ağustos 2016

Abdullah ibn-i Abbas -radıyallâhu anhümâ- asırlar evvelinden buyurur ki:

“Sevdiğini Allah için sev! Terk ettiğini de Allah için terk et! Bilmiş ol ki, Allâh’ın rızâsı böylelikle kazanılacak. Yoksa Hak’tan gâfil bir insan; oruç tutmuş, namaz kılmış, hacca gitmiş… Bunlardan lâyıkıyla fayda göremeyecek. İnsanların birçoğu, bugün maalesef iyice dünyacı oldular. Muhabbet ve nefretleri sırf dünya menfaatleri içindir…”

Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde bu hakîkate şöyle işaret buyurmuşlardır:

“…Allâh’a yemin ederim ki, sizler için fakirlikten korkmuyorum. Fakat ben, sizden öncekilerin önüne serildiği gibi dünyanın sizin de önünüze serilmesinden, onların dünya için yarıştıkları gibi sizin de yarışa girmenizden, dünyanın onları helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum.” (Buhârî, Rikāk, 7; Müslim, Zühd, 6)