18 Temmuz 2017

Mü’min, bir nîmete nâil olduğunda dâimâ; “Bu Rabbimin lûtf u keremindendir.” diyerek nîmeti asıl sahibine izâfe edip şükretmelidir. Nefsânî bir şımarıklık içinde; “Ben kendi gücümle kazandım, ben kendi ilim ve kâbiliyetimle elde ettim.” diyerek nefsin hoyratlığına dûçâr olmak yerine; “Bütün nîmetler Sen’in lûtfundur yâ Rabbi!” hissiyâtı içinde “hiçlik” zirvesine ulaşmayı hedeflemelidir.

Bunun zıddına, bir sıkıntıyla karşılaştığında ise isyan veya şikâyet yerine; “Bütün kusurlar nefsimdendir. Acaba hangi kusurum bu sıkıntıya sebep oldu?” düşüncesiyle, mânevî durumunu yoklayıp noksanlıklarını telâfî ve ıslâha çalışmalıdır.