16 Nisan 2019

Müʼmin, abdest alırken ağzını yıkayıp onu Kurʼân-ı Kerîm tilâvetine ve Cenâb-ı Hakkʼın zikrine lâyık bir zâhirî temizliğe kavuşturduğu gibi; yalan, gıybet, dedikodu, iftirâ ve benzeri çirkin huyları da, tevbe, istiğfar ve gözyaşı ile yıkayıp kalbini de mânevî bir temizliğe tâbî tutmalıdır. Zira Kurʼân-ı Kerîm, asıl kalp ile okunur. Kalbî temizlikle okunmayan Kurʼânʼdan gerçek mânâda bir feyz ve rûhâniyet alınamaz…

Hazret-i Osman -radıyallâhu anh- buyurur:

“Eğer gönüller mânevî kirlerden (kalbî marazlardan) temiz olsaydı, Kur’ân’ın zevkine aslâ doyulmazdı.”