16 Ekim 2015

Müʼmin; kibirden kaçınarak vakârı koruyabilmek, lâubâlîlikten sakınarak samimiyeti muhafaza etmek, zillete düşmeden mütevâzı olabilmek sûretiyle, bu husûsiyetlerin hudutlarını iyi tayin edebilirse huzur bulur. Şâyet bunlar arasındaki hassas dengeyi koruyamazsa, hüsrandan kurtulamaz.

Bu hususta Şeyh Sâdî şöyle buyurur:

“Haddinden fazla hiddet, korku uyandırır. Yerinde ve zamanında gösterilmeyen yumuşaklık ise mehâbeti giderir.

Sertlik ve yumuşaklık bir arada bulunmalıdır. Nasıl ki, cerrah hem yara açar, hem de merhem sürer…

Akıllı bir kimse, ne dâimâ sertlik eder, ne de îtibârını düşürecek kadar yumuşaklık gösterir.

Yine aklı başında bir kimse de, ne gururlanır ve ne de zillete düşecek kadar kendini hor görür.”