15 Temmuz 2017

Tarih boyunca yaşanan büyük zaferler, her ne kadar maddî üstünlüklerle kazanılır gibi görünse de, aslında sabır, sebat ve istikâmet üzere bulunan îmanlı gönüllere Cenâb-ı Hakk’ın bir ihsân-ı ilâhîsidir.

Şâyet bir muhârebede; sırf maddî güce dayanan, ruh dünyası bomboş, şuursuz kalabalıklar ölüyorsa, ardından büyük bir yıkım ve hezimet geliyor. Fakat Çanakkale ve İstiklâl Harbi’nde olduğu gibi, gönlü îman dolu gerçek şehidler veriliyorsa, -Allâh’ın lûtfuyla- büyük zaferler nasîb oluyor.

Nitekim geçen sene yaşadığımız 15 Temmuz hâdiseleri de bunun canlı bir şâhididir. Aziz milletimizin; şanlı tarihinde olduğu gibi, o gün de canı pahasına dînine, îmânına, namusuna, vatanına, bayrağına, tarihine, şerefine, haysiyetine, irâdesine ve istiklâline sahip çıkmış olması, Cenâb-ı Hakk’ın nusret ve inâyetiyle hem büyük bir bâdireden kurtuluşa vesîle olmuş, hem de milletimizin istikbâline dair ümitleri kuvvetlendirmiştir.

Lûtfettiği bu büyük nîmeti için Cenâb-ı Hakk’a hamd eder, şükrederiz. Rabbimiz, şehidlerimize rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil, gazilerimize sıhhat ve âfiyet ihsan eylesin. Ümmetin mazlumlarına ümit ışığı olan aziz milletimize; ilâhî rahmetini, merhametini, nusret ve inâyetini dâim kılsın.

Âmîn!..