13 Ekim 2014 Pazartesi

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“…Kim (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur…” (el-Mâide, 32)

Haksız yere birini öldüren, hayat hakkını ihlâl etmiş, kanların haramlığına, nefislerin masumluğuna saldırmış, bu hususta başkalarına da cesaret vererek en büyük cürmü işlemiş olur. Şu hâlde bir kimseyi öldüren, herkesi öldürmüş gibi, Allâh’ın gazabını hak etmiş olur.

Her kim de bir insanın hayatını kurtarır; yani affetmek, haksız yere öldürülmesine mânî olmak veya bir ölüm tehlikesinden kurtarmak sûretiyle hayatının devamına vesîle olursa, âdeta insanların hepsini kurtarmış gibi Cenâb-ı Hakkʼın rızâsını celbetmiş olur. Bu meyanda, günümüzde Sûriyeli mültecîlere yapılan maddî-mânevî yardımların Hak katındaki kıymetini iyi idrâk etmek gerekir…