Gerçek mülkümüz, infâk edebildiklerimizdir. Ecelin bizden ayıracağı devre-mülk dünyalıkları infâk etmeden onlara “sahip” olduğumuzu zannetmek, ancak derin bir hamâkatin göstergesidir.
Hikmet ehli bir zât şöyle der:
“Bir kul öldüğünde, malı husûsunda iki musîbetle karşılaşır ki, daha önce bunlar gibisini hiç görmemiştir:
Birincisi; bütün malının elinden alınmasıdır. Diğeri de; bütün malı elinden gitmesine rağmen bunların hepsinden tek tek hesâba çekilmesidir.”