11 Ağustos 2014 Pazartesi

Ne ibrettir ki, bir yanda on tonluk bir filin -Cenâb-ı Hakk’ın âmâde kılmasıyla- on yaşındaki bir çocuk tarafından çekilip götürüldüğünü görüyoruz; diğer yanda ise -insanın acziyetinin bir misâli olarak- mikroskopla bile zor görülecek kadar küçük bir virüsün, nice güçlü-kuvvetli pehlivan cüsselerini yere sermekte olduğuna şahit oluyoruz!..

Demek ki insan; Cenâb-ı Hakk’ın lûtfettiği güç ve kuvveti hiçbir zaman nefsine mâl etmemeli, aslâ büyüklenmemeli, nîmetlerin asıl sâhibini unutmamalıdır. Bilâkis, dâimâ şükür duyguları içinde olmalı, ilâhî azamet karşısında kendisinin bir toz zerresi kadar bile olmadığını anlamalı ve dâimâ Hakk’a ilticâ etmelidir.