10 Eylül 2019

Kula cüz’î bir irâde verilmiştir. Eğer kul, bu irâdeyi Kur’ân ve Sünnet muhtevasında kullanırsa Cenâb-ı Hakk’ın rahmetine nâil olur. Aksi hâlde ilâhî gazaba dûçâr olur. Bu itibarla mü’min, Cenâb-ı Hakk’a tam bir itaat ve teslimiyet göstererek cüz’î irâdesini küllî irâdeye râm etmelidir.

Mü’min düşünmelidir ki, bütün insanlar bir araya gelip mânî olmaya kalksalar, Allâh’ın takdîr ettiği bir hayrı kendisinden uzaklaştıramazlar. Yine bütün insanlar birlik olsalar Allâh’ın takdir ettiği bir şerri de kendisinden savamazlar.

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O’ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun keremini geri çevirecek de yoktur. O, hayrını kullarından dilediğine eriştirir. Ve O çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” (Yunus, 107)