09 Eylül 2015

Bir kalbin, nefsin hoyratlığı içinde fânî menfaatlerin ihtiraslarıyla dolması ne kadar acıdır! Bu hâl, mûtenâ bir mücevher mahfazasını çer-çöple doldurmaktan farksızdır.

Çöpe atılmış bir pırlanta ne kadar talihsiz ise, liyâkatsiz bir elin haksız malı olmak ne kadar hazin ise; Cenâb-ı Hakkʼa tahsis edilmesi gereken kalp cevherini süflî arzular mezbeleliğinde kaybetmek de, en fecî ziyanlıktır!..