08 Aralık 2014

Allâh’ı zikretmek, sırf “Allah” lâfzını tekrarlamaktan ibâret değildir. Zikir, ancak kalpte mekân bulduğu zaman niyet ve amellerin düzelip seviye kazanmasına vesîle olur.

Mevlânâ Hazretleriʼnin buyurduğu gibi:

“Sırf ağızla, dille, duymadan, düşünmeden yapılan zikir, noksan bir tekrardır. Cân u gönülden, hayranlık duyarak yapılan zikir ise, sözlerden de, kelimelerden de âzâdedir… Ey O’nu bulamadan, sadece, O’nun adını yeterli bulan kişi! «Hû» kâsesinden (yani Hakkʼa dostluk menbaından) içmeden, nasıl olur da benlik arzularından kurtulabilirsin?”