07 Temmuz 2014 Pazartesi

Sadece Cuma ve Teravihleri değil, beş vakit namazı cemaatle kılmak, mühim bir kulluk vazifemizdir. Bu hususta sahâbeden Abdullah ibn-i Ümm-i Mektum’la ilgili rivayet çok ibretlidir.

İki gözü de âmâ olan İbn-i Ümm-i Mektum -radıyallâhu anh-, bir gün Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e geldi ve:

“–Yâ Rasûlâllah! Benim evim Mescid-i Nebevî’ye uzak, beni elimden tutup götürecek kimse yok. Yolda haşerat var. Ben, evimde namaz kılsam olur mu, buna müsaade eder misiniz?” dedi.

Efendimiz bir müddet tefekkür ettikten sonra sordu:

“–Hayye ale’s-salâhʼı duyuyor musun?”

O da:

“–Duyuyorum yâ Rasûlâllah!” dedi.

Bunun üzerine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Öyleyse mescide devam et!” buyurdu. (Nesai, İmamet 50)

İşte bu, bir âmâya verilen tâlimat… Peki bu tâlimattan kendimize ne kadar hisse alabiliyoruz?..